Hakemli Dergide Makale Nasıl Yayınlanır?
Akademik dünyada en prestijli başarılardan biri, hakemli bir dergide makale yayımlamaktır. Fakat çoğu zaman bu başarı, yalnızca biraz yazı yazmaktan daha fazlasını gerektirir. Hakemli dergilerde yayımlanmak, sadece bir akademik kariyerin zirve noktası değil, aynı zamanda yazının derinliğini, araştırmanın titizliğini ve analizlerin doğruluğunu da sorgular. Ama gerçek şu ki, hakemli dergilerde makale yayımlamak, çoğu zaman bir ‘kapalı döngü’ gibi çalışıyor ve sadece akademik kariyerini geliştirmek isteyenlerin değil, aslında daha geniş bir çevrenin de sorgulaması gereken bir konu.
Peki, bu kadar çaba gerektiren ve bazen yılgınlık yaratabilecek kadar karmaşık bir sürecin sonunda bir makale yayımlanmayı hak ediyor mu? Gerçekten hakemli dergilerde yayımlanmış bir makale, o kadar değerli mi? Yoksa bu sadece akademik bir dünyada yapılmış bir ‘ritüel’ mi?
1. Hakemli Dergi Süreci Neden Bu Kadar Karmaşık?
Birçok kişi, hakemli dergilerde makale yayımlamanın akademik dünyadaki ‘giriş bileti’ olduğunu düşünür. Ancak, bu süreç çoğu zaman baştan sona kadar karmaşık ve bir o kadar da stresli bir yolculuk haline gelebilir. Makalenizi dergiye gönderirken, yalnızca yazdığınız konuya değil, aynı zamanda yazının yapısına, literatüre ne kadar hâkim olduğunuza, araştırmanın metodolojisine, kullanılan kaynaklara ve yazının özgünlüğüne dikkat edilmesi gerekir. Ama sorulması gereken ilk soru şu: Bu kadar karmaşık bir süreç, gerçekten doğruyu ve en kaliteli çalışmayı mu ortaya çıkarıyor, yoksa sadece ‘daha iyi yazılmış’ makalelere yer mi açıyor?
Çoğu zaman, hakemli dergilerde yayımlanacak makale seçimi, bilimsel kalitenin ötesinde, belirli kurallar, disiplinler ve hatta bazen kişisel ilişkilerle belirleniyor. Bu, sistemin ne kadar şeffaf olup olmadığını sorgulamaya açar. Peki, bu durum, gerçekte akademik dürüstlükle ne kadar örtüşüyor?
2. Hakemli Dergilerde Makale Başvurusu: Öncelikle Doğru Dergiyi Seçmek
Hakemli dergilerde makale yayımlamak için ilk adım, doğru dergiyi seçmektir. Ancak bu adım, çoğu zaman pek de basit değildir. Çünkü her dergi, farklı bir hedef kitlesine hitap eder ve farklı bir yazım stili gerektirir. Bir dergide yayımlanacak makale, yalnızca içeriğiyle değil, aynı zamanda derginin yayın politikaları, yazım kuralları ve yöntemsel tercihleriyle uyumlu olmalıdır.
Fakat burada bir soru ortaya çıkar: Çoğu akademisyen, derginin ‘mürekkep’ kokusuna o kadar kapılır ki, aslında doğru dergiyi seçmek için yeterince zaman harcamazlar. Yani, makaleyi yazmaya odaklanmak çok daha kolaydır, fakat o makaleyi yayımlamak için dergiye uygun olup olmadığınızı gözden geçirmek çok daha zorlayıcı olabilir. Bu noktada ‘kaliteli’ bir dergide yer almak, çoğu zaman sadece yayın sürecini uzatmakla kalmaz, aynı zamanda daha fazla baskıya da yol açar.
3. Hakem Değerlendirmesi: Gerçekten Tarafsız Mı?
Hakemli dergilerde makale gönderiminin ardından gelen süreç, genellikle hakemlerin değerlendirmesiyle başlar. Bu süreç, yazınızın kalitesine göre çeşitli sonuçlar doğurabilir: Kabul, reddedilme ya da revize edilme. Ancak, bu hakem değerlendirmesinin gerçekten ne kadar tarafsız ve objektif olduğu sorusu, akademik camiada sıklıkla gündeme gelir.
Gerçekten de hakemler, sadece yazının akademik kalitesine mi odaklanıyor, yoksa derginin sahip olduğu ‘gizli’ ajandalar da etkili mi? Akademik dünyada, bazı hakemlerin belirli yazarlara karşı önyargılı olabileceği ve bu sebepten dolayı objektif olmayan kararlar verebileceği gerçeği her geçen gün daha çok tartışılmakta. Peki, bu durum, hakemli dergi sisteminin ne kadar güvenilir olduğunu sorgulatmıyor mu?
4. Revize Edilen Makale: Yaratıcı ve Akademik Kısıtlamalar
Çoğu akademisyen, hakemlerin yaptığı önerilere göre makalesini revize etmek zorunda kalır. Ancak, burada bir problem vardır: Revize edilen makale, özgünlüğünden ne kadar ödün verir? Eğer hakem, metin üzerinde değişiklikler yapmanızı istiyorsa, bu değişikliklerin bazen yazınızın yaratıcı yapısına zarar verme potansiyeli vardır.
Akademik özgürlük ile yazımda yapılan kısıtlamalar arasında bir denge kurmak ne kadar mümkündür? Bir makale yazarının, hakemlerin talepleri doğrultusunda özgün bakış açısını ve analizlerini ne kadar savunabilmesi gerekir? Zira bazen hakemlerin önerdiği değişiklikler, yazarın özgün ve yenilikçi fikirlerini geriye çekmek zorunda bırakabilir.
5. Yayımlanmanın Sonrası: Hangi Başarı Gerçekten Takdir Ediliyor?
Makale yayımlandıktan sonra ne olacak? Çoğu zaman, yayımlanan makalenin ne kadar okunduğu, ne kadar paylaşıldığı ve gerçek anlamda akademik dünyada etkiler yarattığı pek sorgulanmaz. Yine de birçok akademisyen, sadece makaleyi bir hakemli dergide yayımlamanın kendisini en büyük başarı olarak görür. Ancak, bu başarı gerçekten akademik dünya için yeterli midir? Makalenin bir dergide yayımlanması, ne kadar değerli bir buluşu ve yeni bir bakış açısını içeriyor?
Birçok makale, hakemli dergilerde yayımlandıktan sonra, ne yazık ki yeterince takdir edilmez ya da etkili bir şekilde tartışılmaz. Bir akademik çalışmanın değerini belirleyen şey, yalnızca yayına girmesi mi yoksa daha geniş bir etki yaratması mı?
Sonuç
Hakemli dergilerde makale yayımlamak, akademik dünyada önemli bir başarıdır, ancak bu süreç, derinlemesine sorgulanması gereken pek çok soruyu da beraberinde getirir. Akademik özgürlük, hakem değerlendirmesi, revizyon süreci ve yayımlanmanın ardından ne kadar takdir gördüğümüz, tüm bu soruların yanıtlarını aramalıyız. Gerçekten hakemli dergilerde yayımlanan makaleler, sadece ‘önceden kabul edilmiş’ başarılar mıdır, yoksa gerçek bir yenilik ve katkı mı sunuyorlar?